TİLKİNİN GÜNLÜĞÜ
Kaybetmedin Neslican


Kaybetmedin Neslican

 

Ülkemi ve insanlarını çok seviyorum bunu da her zaman söylüyorum. Gel gelelim ki şunu da hep söylemek zorunda kalıyorum bir o kadar üzülerek: Ne yazık ki çoğunluk olarak eğitimsiz, cahil ve dar kafalı bir toplumuz.

 

Devletten, yasalardan sahip çıkılmasını, korunup kollanmasını, tercihlerimize ve düşüncelerimize saygı duyulmasını, olması gereken şekilde özgürlük alanları bekliyoruz ama daha biz birbirimize bunlara yapmayan, yaftalayan, ötekileştiren, renkler aynı değil diye çirkin ifadelerle tiye alan insanlar olarak yaşıyoruz.

 

Hepimizin bildiği üzere o güzel gülüşlü kız Neslican Tay bu hayattan geldi geçti. Henüz 21 yaşında üstelik 19 yaşından beri son 3 yılını kanserle, ağır kemoterapilerle geçirmek zorunda kalan bir güzellikti o.

 

Üniversite sınavına girmesine 2 hafta kala bacağında çok etkili bir tümör olduğunu öğrendi. O sınava hazırlanırken hepimiz ölüm kalım meselesi sanırdık. Oysa Neslican asıl ölüm kalım meselesinin üniversite sınavı olmadığını bire bir yaşadı. Kanser hücrelerine “benden güçlü değilsiniz” deyip yaşama sıkı sıkı tutundu. Kendi ifadesiyle söylediği gibi iyileşmeyeceğinden bir gün bile şüphe etmedi. Bu uğurda sol bacağını dahi feda etti. Yeter ki tümör bedeninden, bacağından çıksın gitsin diye. “Ben demir kadın oldum” diyerek giydi şortunu, taktı demir bacağını kalabalıklara karıştı. Çok doğru düşündü, eğer bir kez kalabalıktan kaçmaya başlar, bacağını saklamaya uğraşırsa gölge kız olarak yaşayacaktı. O bunu yapmadı. “ben bir bacaktan ibaret değilim ki” diyerek yüksek sesle konuştu, kahkaha attı, makyaj yaptı, mini etek giydi.

 

Kanser 2. 3. ve en son 4. kez yakasına yapıştı. O, sıkı sıkı yaşama tutundukça kanser illeti de Neslican’ın bedenine tutundu. Kanser yüzünden girdiği yoğun bakım ünitesinden çoklu organ yetmezliğine bağlı olarak ışıl ışıldayan gözlerine, samimi gülüşüne, dik duruşuna, beynini ve ruhunu kansere teslim etmeyişine rağmen gözlerini sonsuzluğa kapattı. Şimdi biz ona kaybetti demeyeceğiz. Çünkü o bunun denmesini istemiyordu onun yerine istediği gibi “bu yoldaki mücadelesi güzeldi.” diyeceğiz.

 

Mücadelen ve hepimize verdiğin o güç, hayat umudu çok başarıydı Neslican. Gencecik yaşta büyük bir misyonu üstlendin sen ve harika bir imza bırakıp cennete geçiş yaptın.

 

Şimdi yazımın en başına dönersek, hani dedim ya ne acı ki cahil ve dar kafalı insanlar barınıyor aramızda diye. Kendini bilmez bazı tipler çıkmış utanmadan Neslican için “herkes cennete gitti diyor. Giydiği şortlarla, eteklerle biraz zor gider.” diyebiliyor. Asıl bu insanların tedavi olmaları lazım, ruhlarını nefret, kin kanseri bürümüş haberleri yok. Ruhlarının derinlikleri yok. Yaşıtları gibi keyifli zamanlar geçirmesi gerekirken 19 yaşında nasıl büyük bir sınav verdiğini, verirken de muhteşem bir duruş sergilediğini anlayacak kapasiteleri yok. Ama siyasi menfaatleri var. Biri ve birilerine yaranıp kendilerine yer bulabilmek için ruhlarını satmış bu kişiler. Ayrıca Müslümanlık için bu lafları söyleyenler bilmeli ki bu çirkin cümleler kısa etek giymekten daha günahtır.

 

Sırf giyim tarzı yüzünden Neslican cehenneme gitmiştir diyen zavallılar muhtemelen sizin de gideceğiniz yer orasıdır. Artık insanları etek boyu, saçı açık - kapalı, sokakta gülüyor, hamileyken geziyor diye yargılamaktan ve bunlar yüzünden birbirimize nefret duymaktan vazgeçmenin zamanı gelmedi mi? Bakın işte Neslican örneği karşımızda duruyor. Hayat, her şeye gebe. Çok sağlıklıyım dediğiniz bir sabah yaşam elinizden kaymaya başlayabilir. Artık toplum olarak sarılalım birbirimize, acılarımıza, sevinçlerimize ortak olalım. Hele ki sırf siyasi anlamda birilerine yaranmak için Neslican’ın şortu yüzünden cehenneme gidip gitmeyeceğine karar vermeyin. Kim bilir belki de acıları dinmiş, bilmediği bir sonsuzluk içinde kocaman gülerek oradan oraya koşturuyordur. Melekler etrafında olsun Neslican…   


Yayınlanma Tarihi : 2019-09-23 16:12:52
Okunma Sayısı : 1389
kiremitçiler

TİLKİNİN GÜNLÜĞÜ Diğer Yazıları