Habibe Tilki UZEL
KISSADAN HİSSEYE..



KISSADAN HİSSEYE..


Günlerden bir gün ABD Başkanı, İngiltere Başkanı ve Türkiye Başkanı toplantı amaçlı bir araya gelirler. Tabii ki 3 ülke lideri bir araya gelince gazeteciler soru arkasına soru yağdırırlar. Derken bir gazeteci 3 ayrı ülkenin başbakanlarına şu soruyu yöneltir: “Ülkenizdeki bir insana asgari ne ücret veriyorsunuz? O kişi bir ayda ne kadar parayla geçinebilir?”

İlk olarak ABD lideri cevap verir: “Ben asgari 998 Euro veririm. Kişi 800 Euro ile geçinebilir. Kalan 198 Euro’yu nerede harcar, ne yapar hiç sormam.”

Sonra İngiltere lideri cevap verir: “Ben asgari ücret olarak 1244 Euro veririm. Geçinmesi için 1000 Euro yeterli. Artan 244 Euro’yu ne yapar, nerede harcar, sormam, zira bu beni hiç ilgilendirmez.”

Cevap verme sırası Türkiye liderindedir. Der ki: “Valla ben asgari ücret olarak daha yeni 1000 TL vermeye başladım. Türkiye’de asgari geçim sınırı 1334 TL yani bir kişinin aylık geçinebilmesi için 1334 lira lazım, ben ise aylık 1000 lira veriyorum. Geriye kalan o 334 lirayı nereden bulup nasıl geçinirler hiç anlamıyorum ki hiç sormam da.” 

Ne trajikomik bir fıkra değil mi? Güldürürken düşündüren, düşünürken ağlayacak konuma getiren türden. Ülke olarak asgari ücret ve asgari geçim sınırı arasında sıkışıp kalışımızı resmen özetliyor. 

Öyle ki geçtiğimiz günlerde asgari yoksulluk sınırı açıklandı ve bu rakam kişi başına 1334 TL. Kişi başı asgari ücret ise Ağustos ayında 1000 TL olarak elimize geçecek. Fıkradaki gibi o aradaki 334 lirayı nasıl, nereden bulacağımız konusunda yetkililer dahil kimsenin bilgisi yok. Hükümet tüm bu istatiksel verilere rağmen nasıl oluyor da asgari ücretin artırılmasına karşı gelerek halkı göz göre göre sefaletin içinde tutuyor.   

Hani güya ekonomide rekorlar kırıldı, Türk lirası hakkettiği değeri buldu, IMF’ye borç verecek kadar zirvelere çıktık ya neden tüm bu olumlu gelişmeler benim canım ülkemin güzel insanların alım gücüne yansımıyor. Yapılan o duble yollar, tüneller, metrolar, hava limanları, AVM’ler iyi güzel hoş da tüm bu gelişmeler asgari ücretlinin cebine neden hiç para olarak dönmüyor. Zira yapılan bu hizmetlerden de para olmayınca yeterince faydalanamıyor asgari ücretli.

 Türk halkının ‘ekonomik, sağlık ve sosyal problemleri’ incelendiğinde, yokluk sınırının çok daha fazla olduğu görülecektir. Oysa her şeyden önce denildiği gibi biz sosyal bir devlet isek devletin öncelikli görevinin halkın ekonomik ve sosyal sorunlarını iyileştirmek olduğu unutulmamalı. Bir an önce asgari ücretlinin bu durumu için çalışmalar yapılmalı asgari geçim sınırı en azından asgari ücretin üzerinde olmamalı. 
Yayınlanma Tarihi : 2015-08-08 15:44:02
Okunma Sayısı : 1020
sugar chef

Habibe Tilki UZEL Diğer Yazıları