TARIMSAL EĞİTİMİN 178. YILI KUTLU OLSUN
Tarım, bir ülkenin gıda güvencesidir, bir ülkenin bekasıdır, sağlıklı ve dengeli hayatın sigortasıdır. Yeni yüzyılda tarım sektörünü ayağa kaldırmak en önemli görevimiz olmalıdır. Atatürk gibi tarım sektörünü "stratejik" gören zihniyete ihtiyaç varken maalesef AK Parti iktidarlarında tarımın sıfırlanmasına şahitlik ediyoruz.
3 TRAKYA BÖLGESİ KADAR ALAN TARIMDAN ÇIKTI
Nüfusumuz, sığınmacılarla birlikte katlanırken, tarımsal alanlarımız azalmıştır. Büyüyen nüfusa karşın tarım alanlarımız hızla gerilemektedir. AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana üretimden düşen tarım alanlarımız yaklaşık 3 Trakya bölgesi alanı kadardır.
ÇİFTÇİ SAYIMIZ ERİDİ
AK Parti’nin ithalata dayalı üretim politikası, çiftçileri topraktan koparmıştır. 2002 yılında 2 milyon 588 bin 666 olan çiftçi sayısı, 2022 yılında 2 milyon 176 bin 551’e, 2023 yılında 2 milyon 130 bine düşmüştür. ÇKS kaydı olmayan çiftçileri de hesaba kattığımızda topraktan kopan üretici sayısının 1 milyona yaklaştığı tahmin edilmektedir.
5488 sayılı Tarım Kanunu’nun 21 inci maddesinde, “Tarımsal destekleme programlarının finansmanı bütçe kaynaklarından ve dış kaynaklardan sağlanır. Bütçeden ayrılan kaynak, gayrisafi milli hasılanın yüzde birinden az olamaz” denilmektedir. Ama bu Kanun maddesi AKP tarafından uygulanmamaktadır. 2022 yılında tarımsal desteklerin milli gelirden aldığı pay yüzde 0, 26’ye, 2023 yılında 0,25’e kadar gerilemiştir.
Tarım Kanunu’na göre çiftçilerimizin 2016 yılından bu yana devletten alacağı miktar, toplam olarak 530 milyar 338 milyon liraya ulaşmış bulunmaktadır. Çiftçiye verilen tarımsal desteklemelerin yetersiz kalması sonucu tarımsal üretim ve çiftçi sayısı her yıl düşerken, ithalat miktarımız rekor seviyelere yükselmiş, tarımda dış ticaret dengesi bozulmuştur.
AK Parti’nin iktidarda olduğu 2003 yılından 2023 yılına kadar geçen süreçte tarım ve hayvancılık açısından ithalat rekorları kırılmıştır. Son 20 yıl içinde toplamda 102 milyar 644 milyon 848 bin 333 dolar düzeyinde tarım ve hayvancılık ihracatı yapılırken, 150 milyar 228 milyon 432 bin 414 dolar düzeyinde ithalat yapılmıştır. Türkiye, tarımda net ithalatçı ülke konumuna gelmiştir.
Tarıma yeterli desteğin aktarılması ve tarımsal seferberlik ile üretimin arttırılması, ithalata dayalı politikaların en kısa sürede terk edilmesi gerekmektedir. Dünyada gıda fiyatlarının istikrarsızlaştığı bir döneme girilirken, yakın bölgemizde yaşanan savaşlar ve siyasi gerilimler; tarım sektörünün stratejik önemini güçlendirmektedir.
Özetle, AK Parti iktidarları boyunca tarım sektörü gerilemiş, çiftçi sayısı düşmüş, üretim yapılan tarım alanları küçülmüş ve gıda fiyatları görülmemiş seviyede artmıştır. On İkinci Kalkınma Planı’nda konulan hedefler; Türkiye’nin gereksinimlerine uygun değil, kronikleşen sorunlara ve ithalata dayalı tarım politikasını sonlandırmaya yönelik çözüm önerileri getirmekten uzaktır. Gerçeklerle örtüşmeyen öneriler, gıda güvenliğine ve tarımsal üretimin sürdürülebilirliğine yönelik vizyon koymamaktadır.
Tarımsal eğitimin 178. yılını kutlarken, ziraat mühendislerine, veterinerlere, gıda mühendislerine hak ettiği yeri ve kadroları vermeyen bu iktidarla kendi kendine yetebilir ülke konumumuzu kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyorum. Her ne olursa olsun zor koşullarda üretim yapan ve gıda sektörümüzün sigortası olan ziraat mühendislerinin, ziraat teknisyenleri ile tarıma gönül vermiş tüm üretici ve akademik camiamızın Tarımsal Eğitim ve Öğretimin 178. Yılını ve 10 Ocak Ziraat Mühendisleri Günü'nü kutluyorum.
Okunma Sayısı : 325