MUSİDER'DEN NUH TUFANI TEPKİSİ


MUSİDER'DEN NUH TUFANI TEPKİSİ

 

 

Nuh Tufanı filminin vizyona girmesiyle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de geniş çaplı bir uyandırdı. İslam çevreleri tarafından eleştiri yağmuruna tutulan filme son olarak Müzik ve Sinema Derneği Başkanı Arslan Ateş'ten tepki geldi. Ateş yaptığı yazılı açıklamada; sinemayı, toplumlar için ayrıştırıcı ve yok edici tehlikeli bir silah olarak değerlendirirken, batı sinemasını İslami değerleri dikkate almamakla suçladı.


Müzik ve Sinema Derneği Başkanı Arslan Ateş açıklamasının devamında; "Bu günlerde dünyadaki sinema endüstrisinin en zirvesinde bulunan Hollywood yapımı bir film daha, dünyada yaşayan 1.5 milyar insanın hassasiyetini hiçe sayarak beyaz perdeye aktarıldı. Tabii olarak bununla birlikte birçok İslam ülkesinde büyük tartışmalara ve tepkilere sebep oldu. Yine birçok İslam ülkesinde film yasaklandığı gibi bir çoğunda da yasaklanması gündemde.


Bütün bu tartışmaların arasında konuya şöyle bir açıdan bakılması gerektiği inancındayız; bu gün Hollywood sinema endüstrisi açısından ürettiği sinema filmlerini bütün dünyaya pazarlamaktadır. Bu bütün dünya pazarına hitap ederken, çok büyük bütçelerle çekilen filmlerin dudak uçuklatan geri dönüşümü de söz konusudur. Ama keşke Hollywood sinemasının yapısını ve dünyadaki rolünü bu kadar basit anlatabilseydik. Buradaki önemli nokta şudur ki; Hollywood’un ürettiği ürünlerin gösterildiği tüm ülkelerde çok büyük etkiler bırakması, insanların bu filmleri bir gerçeklik duygusuyla izlemesi söz konusudur. Birçok ülkede -ülkemizde dâhil olmak üzere- Halkbilimi alanında yapılan çalışmalarda da ortaya çıkmıştır ki; lise çağındaki gençler arasında bile, kültürümüze ait bir halk kahramanı sorusuna “örümcek adam” cevabı verilebilmektedir. Bu durum tüm dünya pazarına hitap eden Hollywood’a olduğu kadar ülkemize de büyük sorumluluklar doğurmaktadır. Gelelim bu günlerde yakındığımız konuya, tüm dünyada geniş yankı uyandıran “Nuh; Büyük Tufan” filminin eleştirilmesi ve İslami değerlerle örtüşmeyen birçok noktasının dile getirilmesi söz konusudur. Ülkemizde daha önce de “Fetih 1453” gibi ya da benzer başka sinema filmi ürünleri de büyük eleştiriler almıştır.

 

Bütün bunların arasında sorgulamamız gereken nokta şudur ki; tüm dünyada birçok ülkenin tarihi, dini, kültürel hassasiyetleri üzerinde derin izler bırakabilecek kadar güçlü ve hatta izleyenlerin kafasında kendi tarihi değerlerini unutturabilecek kadar etkili bir endüstri karşısında, biz neden dünyanın en geri kalmış ülkeleri arasındayız.


Hâlbuki tüm İslam dünyası olarak, böylesi bir konuda çıkan bir ürünü eleştirmek ya da ürün piyasaya çıktıktan sonra ne olduğunu anlamak yerine, daha filmin çalışmaları başlar başlamaz kendi tutum ve tavrını ortaya koyarak, dünyaya pazarlanacak olan bir filmde Müslümanların hassasiyetlerinin de dikkate alınması gerektiğini etkili bir şekilde hissettirmek gerekliydi. Öncelikli olarak bunun Hollywood’unda sorumluluğunda olduğu aşikârdır. Ama ülkelerde bu endüstri kullanılarak birçok inanç, kültür erozyonu yapılabildiği ve Hollywood sinemasının başka ülkelerde başka değerlere karşı da nasıl alçakça bir tutum sergilediği bilinirken bunu Hollywood sinemasından beklemek de yersiz olacaktı.

 

Burada sorgulanması gereken ve en önemlisi bütün dünyadaki İslami ülkeler olarak, bu anlamda daha güçlü daha bilinçli adımlar atmaktır. Bir endüstride eğer karşınızdaki sinema endüstrisi kadar filmlere yatırım yapamıyor ve büyük pazarlara bunu sunabilmek için bir girişimde bulunmuyorsanız şikâyetçi olmanın ve daha da vahimi yasaklamanın hiç bir anlamı kalmıyor. Birçok İslami ülke gibi ülkemizin de bu anlamda çok iyi bir alt yapıya sahip olduğunu biliyoruz. Sinema endüstrisine gereken destek verilmediği ve dünya devleriyle yarışabilecek bir potansiyel geliştirilmediği sürece biz sadece eleştireceğiz, şikâyet edeceğiz. Bu anlamda sektörde söz sahibi olamayan İslam ülkelerini kendi hassasiyetleri konusunda kuşkusuz kimse muhatap almayacak, bu şekilde dini ve kültürel değerlerimizi asla yansıtmayan yalan yanlış bilgilerle dolu sinema eserlerini pazarlamaya devam edeceklerdir.      


Sinema endüstrisinde söz sahibi olacak bir hamle gerçekleştirmesi gerektiği inancındayız. Bunun ne kadar elzem olduğunun farkındayız." ifadelerine yer ayırdı.

Yayınlanma Tarihi : 8 Nisan 2014
Okunma Sayısı : 1122
reklam yan