OCAKBAŞI KEYFİ

MODERN MEKANDA OCAKBAŞI KEYFİ

Ocakbaşı kültürü aslında eski zamanlarda mesire yerlerinde yapılan mangal kültürünün daha modern bir hali. Büyük şehirlerde yaşayan insanların mangal tadındaki et özlemini yaşatmak adına açılan ocakbaşı restaurantlar, bu keyfi rahat rahat yaşatıyor. Şehrimizde bulunan Meriç Ocakbaşı’da bu işi layıkıyla yapıyor.

Türk halkı olarak et seven bir topluluğuz. Hele ki o etler taze ve yavaş yavaş pişerek sofralarımıza geliyorsa bayılırız. O pişen etin kokusu, o esnadaki sohbetler tüm bunlar iştahımızı bir kat daha kabartır. Ancak çalışma saatlerinin yoğunluğu, büyük şehir kargamaşası gibi nedenlerle bu tür şeyleri çok da yapamıyoruz. Ama giderek artan ocakbaşı restaurantlar bu hizmeti çok güzel veriyor. Ocakbaşında hazırlanan etlerin pişme sesini dinlemek, iştah açıcı kokular eşliğinde yemek yemek, birçok insanın vazgeçemediği bir tutku halini alıyor tabii ki. Tekirdağ’da hizmete giren Meriç Ocakbaşı’da gelen misafirlerine nezih bir ortamda taze, leziz etlerini ocakbaşı tadıyla sunuyor. Gelin isterseniz Meriç Restaurant’ı mekanın sahibi Murat Meriç’e soralım.

Habibe Tilki Üzel: Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Murat Meriç: Ben Murat Meriç. 1968 İstanbul doğumluyum. Ama aslen Tekirdağlıyım. İş hayatına çok erken yaşta girdim. 18 yaşımda bir yıl kadar McDonalds’da çalıştım. Dünyaca bilinen ‘7 Eleven’ markasında vardiya müdürlüğü yaptım. Uno Ekmek’de çalıştım. Uzun bir süre 15 yıl ticaretle uğraştım. Ekmek fırınlarına un satıyorduk. Ancak daha sonra Tekirdağ’a dönme kararı aldım. 7 yıldır Tekirdağ’da yaşıyorum. İnşaat işiyle uğraştım yine uzun bir süre. Sonrasında baktım ki hep gıda sektörünün içinde olmuşum ve yine bunun üzerine bir şeyler yapmak istediğimi anladım. O yüzden Meriç Restaurant’ı açtım.

H.T.Ü.: Peki neden ocakbaşı tarzı?

M.M.: Ben İstanbul’da çok fazla dışarıda yemek yiyen bir insandım. Sevdiğim belli mekanlarım vardı. Fakat baktım ki bu yerlerin hep ocakbaşı tarzı olduğunu gördüm. Demek ki ben bu tarz yerleri seviyorum dedim. Ben seviyorsam başka insanlarda sevebilir, tercih edebilir. Eti ve mangalda, ocakta pişen etleri seven bir toplumuz. Bu yüzden konsept olarak ocakbaşı olmasına karar verdim. Zira çevrem arkadaşlarım da bu yönde olması için daima ısrar ettiler.

H.T.Ü.: Ne zaman açıldı Meriç?

M.M.: Aslında mekanımız henüz çok yeni. 3 Şubat 2015 tarihinde açıldı. Mekanımız eskiden Rüya Pizza’nın olduğu yer. İçkili bir restaurant. Ancak ailecek gelinebilecek kalitede. Kısa süre olmasına rağmen belli bir müşteri kitlemiz oluştu bile. 4 personelimiz var. 12.30 ile 01.00’a kadar hizmet veriyoruz. Yerimiz 200 m2, 100 kişilik kapasitemiz var.

H.T.Ü.: Gelen insanlar hangi tatları bulabiliyor burada?

M.M.: Ustamız Adanalı. O yüzden gerçek Adana, Urfa, patlıcan kebabı bulabiliyorlar. Farkı da hemen alıyorlar. Kıyma makinemiz yok mesela biz de her şey bıçakla yapılıyor. Kuzu şiş, kuzu ciğeri, küşleme, kanat ve birbirinden lezzetli mezeler bulunuyor. Adana’dan gelen ev yapımı şalgamımız var inanılmaz seviliyor.

H.T.Ü.: Daha çok yeni ama hedefte neler var?

M.M.: Yapacak çok şeyimiz var. Şimdi yeni Adanalı bir usta daha geliyor. Metrelik kebap yapacağız. Masalarımız kadar şiş siparişlerimizi verdik. Günlük çiğ köfte ve içli köfte yapacağız. Bu tatlar bugün bir çok yerde ama bizdekiler tat olarak sanki Adana’ya, Urfa’ya gidilmiş de yenilmiş gibi olduğu için özel. Bu bizim farkımız. Mekan dizaynı konusunda da bazı yeniliklerimiz olacak. Burası kasmayan, rahat bir ortam. Tepkiler çok güzel. Yoğunluğumuz çok güzel. Daha da güzel olacağına inanıyoruz.

H.T.Ü.: Keşke daha önce böyle bir yer açsaymışım diyor musunuz?

M.M.: Kesinlikle diyorum. Ocakbaşına gitmeyi çok severdim şimdi böyle bir yerim var. Fiyatlarımız da uçuk değil tadında tutmaya özen gösteriyoruz. Tekirdağ halkı gelsin, denesin, farkı gördüklerinde zaten tercih edeceklerdir diye düşünüyoru.

H.T.Ü.: Umarız her şey istediğiniz şekilde gider, bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.

Meriç Ocakbaşı Alkaya mevkiinde. Rezervasyonlar için 293 10 13 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz.

Yayınlanma Tarihi : 1 Ocak 1970
Okunma Sayısı : 3112