Kartpostal gibi bir yer, Amasra
Karadeniz Yat Rallisi'ne liman olarak ev sahipliği yapan Amasra'da yat ve teknelerin güvenli bir şekilde barınabileceği limanlar mevcut. Doğal güzelliğine ise hayran kalmamak mümkün değil.
Denize doğru uzanmış bir burun, burnun iki yanında korunaklı birer liman görevi gören iki koy ve ana karaya bağlı ve bağımsız adaları ile eşsiz bir görsel güzelliğe de sahip olan Amasra hem 3000 yıllık tarihi, yerel sanatları, ormanlık alanları ile görülmeye değer yerlerden biridir.
Amasra ya da tarihte bilinen ilk adıyla Sesamos şehri, M.Ö XII. yüzyıla kadar uzanan bir tarihe sahiptir. Bu dönemde bölgede görülen Gasgas ve Hitit egemenliğinden sonra şehir, Fenikelilerce ticari amaçlara yönelik bir koloni olarak kullanılmıştır. Kısa süren Fenike hakimiyeti sonrasında İon kolonizasyon hareketleri ile şehir Miletli ve Megaralı denizcilerce ele geçirilmiş ve kısa zamanda tüm Batı Karadeniz sahilinin önemli bir ticari çekim merkezi haline gelmiştir. Özellikle bölgenin zengin orman ürünleri (başta şimşir, meşe palamudu, kestane olmak üzere) ticaretin gelişmesinde en önemli etkendir.
Paflagonya eyaletinin merkezi olan şehir, Roma İmparatorluğunun 395'te ikiye ayrılması ile Doğu Roma sınırları içerisinde kalmıştır. Doğu Roma yönetiminde Amastedos adı ile anılan şehir, ticari fonksiyonlarını giderek kaybetmiş, özellikle dinsel bir merkez haline gelmiştir.
1940'lardan itibaren Amasra'da yeni bir canlılık kendini gösterir. Özellikle yaz aylarında çoğunluğunu büyük şehirlerde yaşayan bürokrat ve Karabük Demir Çelik Fabrikasının mühendislerinin oluşturduğu ilk turist kafileleri bu canlılığın temel nedenidir. 1950'li yıllarda Amasra artık adından söz ettiren bir sayfiye yeridir. 1951 yılında Üs Komutanlığının kurulması, ardından Büyük Liman Mendireğinin 650 metreye uzatılması ile Amasra askeri ve ekonomik bir değer de kazanmıştır.
Bu hızlı gelişmeye paralel olarak 1955'de yeniden Belediye Teşkilatına kavuşmuştur. Selahattin Eyice Amasra'nın seçilmiş ilk Belediye Başkanıdır. 7 Kasım 1960'da Amasra'yı ziyaret eden devlet başkanı Cemal Gürsel, “En büyük kalkınma yolu turizm yoludur” diyerek bu noktada Amasra'nın ülke turizmindeki yerini de vurgulamıştır. Ertesi yıl 6 Ağustos 1961'de 500.Fetih Yıldönümü Amasra'da görkemli törenlerle kutlandı. Sonraki yıllarda bu kutlamalar geleneksel olarak devam ettirildi.
3 Eylül 1968 Salı günü Amasra tarihinde kara bir gün olarak geçer. Saat 10 civarında meydana gelen 7 şiddetinde depremle birçok bina tamamen ya da kısmen yıkılırken, 26 kişi hayatını kaybetmiştir. Deprem sırasında önce 50 metre kadar gerileyen deniz sonrasında büyük dalgalarla Amasra'ya saldırdı.
1973 yılında Ereğli Kömür İşletmeleri(E.K.İ)'ne bağlı olarak Amasra Bölge Müdürlüğü(A.T.İ.) kuruldu. Bu tarihten sonra Amasra yönünü yavaş yavaş turizmden madenciliğe çevirdi. Bu gelişme ile Amasra dışarıdan göç almaya, sosyo - ekonomik yapısında yeni gelişmeler yaşamaya başlamıştır. 19 Haziran 1987'de T.B.M.M'nin aldığı kararla Amasra İlçe oldu. 28.08.1991 tarihinde Bartın'ın il olmasından sonra Zonguldak'tan ayrılıp Bartın'a bağlandı.
Halen benzersiz doğal güzellikleri, eşsiz koyları, deniz ürünleri, ağaç çekiciliği ve tarihi mekanları ile Batı Karadeniz'in çekim merkezlerinden biri olan Amasra, turizmde yeniden görkemli günlerine dönme arzusundadır.
Okunma Sayısı : 2489