Marmarada bir cennet
Marmara’da bir cennet
Avşa Adası gezilecek yerler bakımından zengin bir tatil merkezidir. Adanın dört bir yanını çevreleyen mükemmel kumsalları görülmesi gereken yerlerdendir.
Marmara Denizi’nin güneybatısında 3 büyük (Marmara, Avşa, Paşalimanı) ve 9 küçük (Ekinlik, Koyun, Mamalı, Hasır, Pale, Fener, Asmalı ve Paşalimanı Koyundaki 2 adacık) ada vardır. Marmara Adaları ismini taşıyan bu adalar, yapı ve yerşekilleri bakımından Kapıdağ Yarımadası'nın Marmara Denizi' ndeki uzantısı görünümündedirler. 4. zamanın sonlarında deniz seviyesinin yükselmesi ve alçak kesimlerin sular altında kalması sonucunda, anakara Kapıdağ Yarımadası'ndan ve birbirlerinden ayrılarak bugünkü şekillerini almışlardır. Avşa Adası'nın, Marmara ve diğer adalarla arasındaki derinlik 16-35 metre arasındadır. Sadece Ekinlik Adasını birleştiren kara parçası 1-4 metre derinlikte olduğundan, sakin havalarda bu bağlantıyı izlemek mümkün olmaktadır. Adanın uzunluğu 9 km, eni 4 km kadardır. Toplam yüzölçümü 36 km²'dir. Adanın batısında üzerinde bir deniz feneri bulunan Hayırsız Ada yer alır."Avşa" Adı Nereden Geliyor?
"Avşa" Adı Nereden Geliyor?
Avşa'nın yüzyıllar içinde değişerek gelen birçok ismi vardır. Kyzikos'lu Diogenes, Propontis adalarını anlatırken Ofiousa ile Fisia'yı birbirinden ayırmıştır. Plinius bu adaya OPHiUSSA der. Bizans tarihinde ise adanın ismi AFOUSiA'dır. La Mottraye 17.yy başında, adaya buradaki Meryem Ana Manastırı nedeniyle Pnagia adı verildiğinden bahseder. Marmara Adalarında tarihi incelemeler yapan Gedeon'a, Patrikhane tarafından verilen 1892 tarihli vasiyetnamede ise, adanın ismi AOSiA şeklinde yazılmıştır. Rumlar adayı terk etmeden önce ise AFISSIA ismini kullanmışlardır. Ada'nın ismi daha sonraki zamanlarda Araplar Adası olarak da anılmıştır. Yakın zamanlarda adanın resmi adı Türkeli olmuştur. Daha sonraları günümüzde adanın tarihi isminin Türkçeleştirilmiş şekli olan AVŞA kullanılmaya başlanmıştır.
Adanın Doğal Yapısı
Ada genellikle granit ve granodiyorit ana kayasından oluşan kumlu topraklarla örtülüdür. Kum oranı oldukça yüksektir. Granit taşlar adanın yüzey dokusuna adeta serpilmiştir. Batı kısmında, geniş aluvyal kıyı ovası, doğu kısmında kısmen ağaçlıklı bir bölüm yer alır. Adanın köyleri burada kurulmuştur (Türkeli ve Yiğitler Köyleri).
Avşa Adası‘na tatil için gittiğinizde sadece otel içinde kalmamanız ve yerel halk ile iletişime geçerek çarşısını ve esnafını tanımanız gerekir. Mutlaka görmeniz gereken yerleri sıralayacak olursak Çınar Koyu, Mavi koy, Kumburnu, Değirmen ve Yiğitler Köyü’ndeki Altınkum Plajı gezilmesi ve görülmesi gereken ilk yerlerden birisidir. Çınarkoyu Güney Köşesi’nde bulunan Ayanyapolis beachte bir gün geçirmeniz tatilinizde unutamayacağınız bir gün olacaktır.
Ada çevresini gezmek istediğinizde plajlara ait minübüsü kullanarak ada turu yapabilirsiniz
Manastır Mevkii’nde manastır ve şapel kalıntılarını mutlaka görmeniz gerekir
Eğer dalmayı seviyorsanız Manastır Mevkii’nde denizin dört metre derinliğinde Bizans ve Rumlardan kalma kalıntıları da görmek isteyebilirsiniz.
Avşa Adası’nda Değirmen Koyu’na uğrayıp güneşin batışını oradan izlemelisiniz.
Yine Yiğitler Köyü yolundaki Büyülübağ ve Yiğitler Köyü içindeki Bortaçina şarap fabrikalarını gezip adanın meşhur ada karası şarabını tadabilirsiniz.
Avşa sahilindeki dükkanlarda da adanın zeytinlerinden yapılan naturel sızma zeytinyağlarından da şehrinizdeki sevdiklerinize hediye götürebilirsiniz.
Strabon ve Plinius, Avşa Adası'nda ilk yaşayan halka kitaplarında yer veren ilk isimlerdir.
Çiftlik Mevkisi'nde denizin kenarında birçok kiremit mezarlar bulunmaktadır. Denizin sahili aşındırması ile ortaya çıkan bu kiremit mezarlar yine denizin tahribatı sonucu ne yazık ki zarar görmektedirler.
Osmanlı Dönemi'nden kalma bir mezarlıkta ise, büyük mermer levha ile kapatılmış bir Roma mezarı ve içinde de kemikler yer almaktadır.
Manastır Mevkisi'nde, denizin 4 metre içinde küpler vardır ve hatta bu küplerin içinde iskeletler bile durmaktadır. Manastır ve civarında Roma ve Bizans dönemine ait birçok kalıntı vardır. Denizden çıkan altın kral taçları ve küpe parçaları da bu eserler arasındadır.
Avşa Adası'nda dilerseniz Çınar ve Altınkum koylarında, dilerseniz aileniz ile birlikte daha sakin olan Tavşanlı plajında denizin tadını çıkarabilirsiniz.
Avşa Adası günün 24 saati yaşayan, hareket dolu bir tatil adasıdır. Avşa Adası'nda gündüz masmavi denizin altın sarısı kumsalın tadını çıkarabilir, geceleri sahil boyunca sıralanmış, barlar ve diskolarda eğlenebilirsiniz.
Avşa Adası temiz ve nem oranı düşük havası ile de meşhurdur. Avşa Adası astım ve bronşit hastaları için bu özelliği ile tedavi imkânı sunmaktadır.
Türkeli Köyü
Adanın batısında kıyı ovasının üzerinde kurulmuştur. Bütün ada için olduğu gibi bu köy için de daha çok Avşa ismi kullanılmaktadır. Bu köyde Gedeon, batıl bir inanış nedeniyle bahsettiği Triniti kilisesinin yıkıntılarının olduğunu, ada Rumlarının aksi rüzgarlarla yolundan kalan gemici yakınlarının bu yıkıntıları dolaşırlarsa rüzgarın değişebileceğine inandıklarını anlatmıştır. Adada böyle bir kilise yoktur. Köyün 1,5 km güney batısında bir manastır kalıntısı vardır. Rumlar köyü yıllar önce terketmişlerdir, köyün şimdiki ahalisi yerli ve göçmen olarak tamamen Türktür. Şarapçılık ve balıkçılık başlıca geçim kaynaklarıydı. Ancak turizmdeki büyük patlama nedeniyle balıkçılıkta gerileme olmuştur. Şarapçılığı sürdüren aileleler vardır.
Yiğitler Köyü
Adanın doğu kıyısında yer alır. Eski adı Araplar olan köyde önceleri Arapların oturduklarını Dapper anlatmaktadır. Bu insanların Arap donanmasının, İstanbul'u 672-678 yılları arasında kuşatmaları sırasında buralarda kışladıklarını ve Arap büyüklerinden bazılarının köyde kaldıklarından bahsetmektedir. Daha sonraları Rumlar ve onlardan sonra Trakya göçmeni Türkler yerleşmişlerdir. Şarapçılık, balıkçılık ve taşçılık gibi işlerle uğraşan köy halkının yaşam standardı yüksektir.
Okunma Sayısı : 4131