İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşçı, Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada, hükümetin sunduğu yasa teklifini hedef alarak, kamuoyunda "infaz düzenlemesi" beklentisi yaratan 31 Temmuz COVID-19 Yasası mağdurlarının son anda neden tekliften çıkarıldığını sordu. Taşçı, Adalet Bakanı'nın ve Cumhurbaşkanı'nın bu konuda defalarca "haksızlığı gidereceğiz" vaadinde bulunduğunu ancak sözlerini tutmadıklarını belirtti.

"Aynı Suç, Farklı Muamele Hukuka Aykırı"

Taşçı, aynı suçu aynı tarihte işlemiş kişilerin, cezanın kesinleşme tarihi esas alındığı için haktan faydalanamazken, yargılamaları uzadığı için bu yasadan yararlananların olduğunu vurguladı. "Aynı suçu işleyene farklı muamele yapılamaz. Anayasa Mahkemesi kararları açık" diyen Selcan Taşçı, bunun hukuka aykırı bir eşitsizlik yarattığını ifade etti.

İYİ Parti olarak Komisyon görüşmeleri sırasında, "terör, cinsel, uyuşturucu ve kasten öldürme suçları kapsam dışı kalmak kaydıyla" cezanın kesinleştiği değil, suçun işlendiği tarihi esas alacak bir önerge sunduklarını aktaran Taşçı, bu önergenin reddedilmesini "fıkra gibi" olarak niteledi. Taşçı, hükümetin kendi vaatlerini reddetmesinin anlaşılmaz olduğunu ve "Ekim’e bırakalım" cevabının hiçbir izah içermediğini dile getirdi.

 

 

 

İYİ Partili Taşçı’dan İBB’ye Yönelik 5. Dalga Operasyonunda Ortaya Çıkan Görüntülere Tepki

Teklifin temel iddiasının "cezasızlık algısının ortadan kaldırılması" olduğunu hatırlatan Taşçı, bu iddianın inandırıcılığını yitirdiğini savundu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerine yönelik son operasyonda gözaltına alınanların fotoğrafını örnek gösteren Taşçı, "Henüz haklarında dava bile açılmamış onlarca insanın ülkenin en azılı suçlularıymış gibi sunulduğu bu fotoğrafı çeken, çektiren meşrep cezasızlık algısını kaldıramaz, yargısız infaz algısını daha da yerleşik hâle getirebilir" ifadelerini kullandı

"Kişilik Hakları İhlallerine Sessiz Kalan Bir Meşrep"

Taşçı, teklifte yer alan ve sonradan çekilen ancak tekrar gelmesi beklenen "kişilik hakları ihlallerini önlemeye yönelik hızlı müdahale mekanizmaları" maddelerini de eleştirdi. BTK Başkanı'nın âdeta bir savcıya, hâkime dönüştürülmesinin sakıncalarına değinen Taşçı, hükümetin kişilik hakları konusundaki samimiyetini sorguladı.

"Yaşam hakkı, sağlık hakkı, özgürlükler, şeref ve haysiyet, isim, resim, his gibi temel kişilik haklarının ihlal edildiği birçok örnek" veren Taşçı, Esila bebeğin haksız yere cezaevinde tutulmasını, üniversite öğrencilerinden gazetecilere, astroloğa kadar birçok kesimin özgürlüklerinin kısıtlanmasını, siyasi rakiplere yönelik karalamaları ve özel hayata müdahaleyi bu duruma örnek gösterdi. Ebru Teğmen'e yönelik hakaretlere uzun süre işlem yapılmamasını ve masumiyet karinesinin yok sayılmasını da eleştiren Taşçı, "itibar suikastini vakayıadiye hâline getirmiş bir meşrebin kişilik hakları gibi bir derdi olamaz" dedi.

 

Taşçı’dan TBMM Başkanı’na Çağrı; “Terör Projesi Ortaklarını Sayarken, İYİ Parti Hariç Deyin.”

Konuşmasının sonunda Meclis Başkanı'na seslenen Taşçı, "Türkiye'yi teröre boyun eğdirme projesinin ortaklarını sayarken bir daha asla 'Türkiye Büyük Millet Meclisindeki bütün siyasi partiler' demeyin Sayın Başkan. 'İYİ Parti hariç' dedikten sonra istediğiniz siyasi partiyle ortaklığınızı ilan edebilirsiniz ama bu cümlenin başına getirmeniz gereken temel ifade 'İYİ Parti hariçtir'" sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.