ÇOCUKLARDA DİKKAT EKSİKLİĞİ

 

ÇOCUKLARDA DİKKAT EKSİKLİĞİ

 

 

 

Çocuklarda dikkat eksikliği, genellikle okula başladıklarında fark ediliyor, ama aslında daha önceden de anlaşılabilir. Özel Tekirdağ Yaşam Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Burcu Yarapsanlı, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu  bulunan çocukların odaklanmış gibi gözüktükleri işleri uyarıcıların dikkatlerini dağıtması nedeniyle tamamlayamadıklarını söyledi.


DİKKAT EKSİKLİĞİ NASIL FARKEDİLİR ???

 

Dikkat; beynimizin belirli bir süre sadece bir düşünceye odaklanarak dışarıdan gelen uyaranları durdurup tek bir uyarana yoğunlaşma yeteneği olarak tanımlanabilmektedir. Çocukların günlük yaşantıları içerisinde bu tanıma uygun olarak hareket ettiklerini görürüz. Aileler çocuklarının televizyon izlerken kendilerine seslendiklerinde dönüp bakmadıklarını ya da oyun oynarken anne ve babalarının kendilerine söylediklerini duymazdan geldiklerini görürler. Bu durumlar sıklaştıkça aileler çocuğun duyma duyusunda bir sorun olabileceğinden korkabildikleri gibi dikkat eksikliği olmasından da korkabilmektedirler. Bu durumda beynimiz birden fazla uyaranı algılamakta ancak bunlardan yalnızca birisine odaklanabilmektedir. Buna aynı zamanda “algıda seçicilik” de denir. Bu konu ile ilgili yapılmış birçok çalışma beynin aynı anda iki konuya birden aynı düzeyde odaklanamadığını ispat etmiş bulunmaktadır. Bu durumda çocuktan beklenilen davranış istenilen şekilde gerçekleşmiyorsa bu onun dürtüsel olduğunu düşündürebildiği gibi dikkatini istenilenin dışında var olan bir konu üzerinde odakladığı sonucunu da ortaya koyabilmektedir. Bu nedenle çocukların alışkanlıkları çocuğun dikkatinin hangi konu üzerinde odaklandığı ile doğrudan ilişkilidir.

 

Dikkat eksikliği olarak adlandırılan tanı, çok boyutlu olarak ele alınan bir odaklanma yeteneğidir. Bu nedenle de çocukta dikkat eksikliğinden şüphelenilirken hangi dikkat alanının da zayıf olduğunu bulmak önemlidir.

 

Özellikle çocukların okul dönemi başladığında, öğretmenlerin şikayetleri ile ya da evde annelerin çocuklarına ödev yaptıramama gibi endişeleri üzerine aile içerisinde daha fazla önem kazanan bir konu haline gelen dikkat eksikliğini yansıtan davranışların bazıları, detaylı araştırıldığında çocukların öğrenilmiş alışkanlıkları olarak da karşımıza çıkabilmektedir.

 

 

Çocukların davranışları ile ilgili yapılmış olan birçok araştırma, çocuklarda dikkat eksikliği gibi yansıyan alışkanlıkların ediniminin anne-baba tutumları ile doğrudan ilişkili olduğunu göstermektedir. Özellikle müsamahkar anne-baba tutumlarında çocuk disipline yönelik kuralları tam anlamıyla öğrenememektedir. Çocuk merkezli ailelerde, çocuk ne şekilde rahat ederse anne-baba kendi davranışlarını o yönde değiştirebilmektedir. Oysa ki bir çocuğun sağlıklı psiko-sosyal gelişimi anne ve babanın çocuğun karşısında model olarak durup, olumlu davranışları öğretebilmesi ile mümkün olmaktadır. Aksi takdirde kural, disiplin ve ceza uygulamaları olmadan her istediğini yapmaya alışan çocuğun yaşı büyüdüğünde derslerde öğretmenleriyle arasındaki ilişki bozulabilmekte, derslerden çabuk sıkılıp dersin düzenini bozucu davranışlar gösterebilmekte, sıkıldığı için hayal dünyasına daha sık dalabilmekte ve arkadaşlık ilişkilerinde ya da grup etkinliklerinde uyumsuz çocuk olabilmektedir.  Çocuğun alışkanlıklarından kaynaklı bu tür olumsuz yaşam deneyimleri ise onun özgüvenini düşürebilmekte ve bu da çocuğu kaygı düzeyi yüksek ya da hırçın bir çocuk haline getirebilmektedir.  Günümüz eğitim koşullarına bağlı olarak “Nasılsa ilkokula başladıktan sonra çok çalışacak bırak şimdi oynasın” diye masumca çocuklarına karşı sevgilerini dile getiren ailelerin çocuklarında da aynı sonuçlarla karşılaşma sıklığının çok fazla olduğu görülmektedir. Elbette ki ilkokul dönemi öncesinde çocuk için en önemli olan şey çocuğun mutlu ve güven dolu bir ortamda sağlıklı oyun oynayabilmesidir. Ancak çocuk, en geç ilkokula hazırlık sınıfına geçtikten sonra okuldan eve gelip, yemeğini yiyip, bir boyama ya da resim etkinliği verilerek evde masa başında odaklanarak vakit geçirebilmeyi öğrenmesi gerekmektedir. Aksi takdirde çocuk anaokulundan geldiği gibi yemeğini yiyip televizyon karşısına geçmesi ya da oyun oynamaya başlaması ve hiç faaliyet yapmaması zamanla bu davranışların çocuğun alışkanlıkları haline dönüşmesine neden olmaktadır. Daha sonrasında ise, ilkokula başlayan çocuk, eve ödevi ile geldiğinde yemeğini yedikten sonra yine televizyon karşısına geçmek isteyecektir. Çocuk yemeğini yedikten sonra ödevini yapması gerektiği için televizyon izlenmesi aile tarafından engellendiğinde ise, derslerini isteksiz yapma, odaklanamama, istemediği için dikkatini verip doğru şekilde öğrenememe gibi sonuçlarla karşılaşmaya başlayan aile çocukta dikkat eksikliğinden şüphelenebilmektedir. Böyle durumlarda çocuğun davranışlarını anne-baba tutumları ve çocuğun edinmiş olduğu alışkanlıkları ile birlikte değerlendirmek gerekmektedir. Hatalı anne-baba tutumundan ya da çocuğun edinmiş olduğu alışkanlıklardan kaynaklı bir durum söz konusu ise,  dikkat eksikliği olarak yansıyan durum, bilişsel-davranışçı terapi yöntemi ile çözümlenmeye çalışılmalıdır. Çünkü böyle bir durumda çocuğun ihtiyaç duyduğu şey, nerede nasıl davranması gerektiğine yönelik bugüne kadar öğrendiği rahat davranışları sınırlandırabilme ve sorumluluklarını öğrenip yerine getirebilmeye yönelik yeni alışkanlıklar kazanabilme becerisidir.

Yayınlanma Tarihi : 26 Mayıs 2014
Okunma Sayısı : 1778
sugar chef